Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

10 Şubat 2018 Cumartesi

Tanzimat Sanatçıları : ŞEMSETTİN SAMİ (1850 - 1904)


ŞEMSETTİN SAMİ (1850 - 1904) 

Tanzimat döneminde dil, sözlük ve ansiklopedi alanında yaptığı çalışmalarıyla tanınan bir yazarımızdır. Yazı hayatına gazetecilikle başlar. Doğu ve Batı dillerini iyi derecede öğrenir, çeviri çalışmalarıyla ilgi toplar. İlk çalışmaları dil yönünden zayıftır. Daha sonra yazdığı “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” adlı romanda dile tam olarak hakim olmadığı için eleştiriye uğrar. 

Dil konusundaki çalışmalarının yanında tarih ve coğrafya ile ilgili araştırmalar da yapmıştır. Sözlük ve ansiklopedilerin dışında roman, piyes ve makale türünde eserler vermiş, çeviriler yapmıştır. Ancak Şemsettin Sami, dil alanında çalışmalar yaptığından dilci olarak üne kavuşmuştur; roman ve oyunlarıyla bu türlerin gelişmesine katkı sağlamasına rağmen Türk edebiyatında roman veya oyun yazarı olarak pek anılmaz. 

Şemsettin Sami, zamanının en büyük dil bilgini sayılmaktadır. Türk dilinin gelişmesi, sadeleşmesi, dil bilgisinin derlenip toparlanması ve sözlük oluşturulması için çok büyük çaba göstermiştir.

Yazarın edebiyat yaşamında çevirilerin önemli bir yeri vardır. Yaptığı çeviriler içinde “Sefiller” ve “Robinson” beğenilir. Metne olduğu gibi bağlı kalması, cümle yapısını korumaya çalışması ve üslup endişesi taşıması yönünden eleştirilir. O, yine de “metne bağlı çeviri” anlayışından vazgeçmez.

Gazeteler, dergiler çıkarmıştır. Elliye yakın eser veren Şemsettin Sami’nin bazı eserleri basılamamıştır.

Eserleri:

Roman:
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat

Sözlük (Lugat):
Kamûs-ı Türkî, Kamûsû’l Â’lâm, Kamûs-ı Fransevî, Kamûs-ı Arabî

Çeviri:
Sefiller, Robinson, Şeytanın Yadigârları

Tiyatro:
Seydi Yahya, Besa yahut Ahde Vefa, Gave


Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat 
Türk edebiyatındaki ilk roman olarak kabul edilir. Romanda görücü usülü evlilik ve bunun sakıncaları romantizm içinde ele alınır. Küçük yaşta babasız kalan Talat’ı, annesi Saliha Hanım büyütür. Talat’ın işe gidip gelirken uğradığı bir dükkan vardır, Hacı Mustafa’nın dükkanı... Hacı Mustafa, Fitnat’ın üvey babasıdır. Fitnat’ın annesi Zekiye Hanım, Fitnat’a hamileyken kocasından ayrılmış, Hacı Mustafa ile evlenmiş ve birkaç yıl sonra da ölmüştür.

Talat, bir gün eve dönerken Hacı Mustafa’nın dükkanının üstündeki evin cumbasında Fitnat’ı görür; görür görmez de ona tutulur. Fitnat da Talat’ı sevmektedir. Ancak Fitnat, Hacı Baba’nın korkusundan sokağa çıkamaz. Talat, çarşaf giyerek kadın kılığında eve girer ve Fitnat ile konuşur. Ne var ki Hacı Baba, Fitnat’ı Ali Bey adında zengin bir adamla evlendirir. Fitnat, Ali Bey’i yanına yaklaştırmaz. Kendi kendine kahreder ve kurtuluşu ölümde bulur. Fitnat, sevdiği gençten ayrılmanın derin üzüntüsüyle intihar eder. Fitnat’ın boynunda annesinin taktığı bir muska bulunmaktadır. Kocası olan Ali Bey, bu muskayı açıp okuyunca öz kızıyla evlendiğini anlar ve çıldırır. Talat’tan altı ay sonra Ali Bey de ölür.

Kamûs-ı Türkî
Edebiyatımızdaki ilk sözlüktür. Bu sözlük, dilcilerin yararlanacağı bir başucu kitap niteliğindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder