Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

9 Şubat 2017 Perşembe

Teşhis (Kişileştirme)


TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME)

İnsan dışındaki varlıklara insan özelliği verme sanatına kişileştirme denir. Kişileştirmede insan dışındaki varlıklara ağlama, mutlu olma, üzülme, kızma gibi insana özgü nitelikler aktarılır.
“Dinmiş denizin şarkısı, rüzgâr uyumakta
Rıhtım boyu sonsuz bir üzüntüyle karaltı
Mevsim gibi süslenmiş Emirgan, Çınaraltı”
Bu dizelerde “deniz, rüzgâr, rıhtım boyu, Emirgan ve Çınaraltı” kişileştirilmiştir. Bildiğiniz gibi, deniz şarkı söylemez, rüzgâr uyumaz, rıhtım boyu üzülmez, Emirgan ve Çınaraltı gibi yerler süslenmez. Ama şair bu cansız varlıklara, insana özgü nitelik vererek şiire hoş bir hava katmış, ayrıca duygu ve düşüncelerini daha güzel bir şekilde aktarmıştır. Şair, dalgaların çıkardığı sesi denizin şarkısı olarak ifade etmiş; rüzgarın esmemesini, rüzgarın uyuması şeklinde yorumlamıştır. Karanlığın çökmesini rıhtım boyunun üzüntü içinde olmasına bağlamış, Emirgan ve Çınar altının baharla birlikte yeşermesini ise buraların süslenmesi olarak ifade etmiştir.

Kişileştirmede duygusu, konuşması olmayan somut ya da soyut varlıkları duyar, hareket eder ve konuşur hâlde anlatma söz konusudur.

“Tarihin dilinden düşmez bu destan
Nehirler gazidir, dağlar kahraman
Her taşı bir yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir”
Bu dörtlükte “tarih, nehirler, dağlar” a insana özgü nitelikler verilmiştir. Tarih, insana özgü konuşma özelliği ile, nehir ve dağlar yine insana özgü olan “gazilik ve kahramanlık” özellikleri ile kişileştirilmiştir. Bildiğiniz gibi, savaştan sağ ve zafer kazanmış olarak dönen kimseye “gazi”, savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren kimseye ise “kahraman” denir. İşte insana özgü bu nitelikleri şair, insan dışındaki varlıklara vererek onları kişileştirmiş, anlatımına farklılık ve güzellik katmıştır.

“Durgunca bir deniz sahilleri öper
Söner ufuklarda sevdalı bir kamer
Yıldız gibi uçar ateşböcekleri
Gecenin gözyaşı öper çiçekleri”
Bu dörtlükte “deniz” ve “kamer” sözcüklerinde kişileştirme yapılmıştır. “Sevdalanmak” insana özgü bir niteliktir. Şair, bunu insan dışındaki varlıklara vererek onları kişileştirmiştir.

Örnek:

“İçmiş gibi geceyi bir yudumda
Göğün mağrur bakışlı bulutları”

Bu dizelerdeki sanatlı söyleyişe benzer bir söyleyiş,
aşağıdaki dizelerin hangisinde vardır?
A) Dinle yolcu bu ses onun sesidir
     Sinsi adımlarla akşam yürüyor
B) Memleket isterim
     Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun
C) Nice aşklar, arkadaşlıklar gördüm
     Kahramanlıklar okudum tarihte
D) Zamanla nasıl değişiyor insan
     Hangi resmime baksam ben değilim
E) Benim de mi düşüncelerim olacaktı
     Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım
                                        (1993 - ÖSS)
Çözüm: Soruda verilen dizelerde kişileştirmeye başvurulmuştur.
Dizelerde bulut kişileştirilmiştir. Çünkü
“mağrur bakış” insana özgü bir niteliktir. Böyle bir kullanım
sorunun A seçeneğinde vardır. Bu dizelerde “akşam”
kişileştirilmiştir. Çünkü “Sinsi adımlarla akşam
yürüyor” derken yürümek ve sinsi olmak gibi insana
özgü nitelikler “akşam”a verilmiştir.
                                           Cevap A

Örnek:

(I) Güneş yavaş yavaş yükselirken antik kent aydınlanmaya
başlıyor. (II) Güneşle birlikte, kentin geçmişindeki
bilinmeyen yönlerin de ortaya çıkacağını sanıyor insan;
ama bir süre sonra yanıldığını anlıyor. (III) Yüzyıllardır
yalnızlığa alışmış, unutulmuş bu kentin geçmişini
düşünüyor. (IV) Acaba bu tiyatro sahnesinde kaç
oyun sergilendi, odeonda ne gibi sorunlar tartışıldı,
ölümüne savaşlar nasıl yaşandı buralarda? (V) Bugün,
bütün bunlardan habersiz, tarih sahnesindeki rolünü
tamamlamış ve mağrur bir sessizliğe gömülmüş bir
kentle karşı karşıyayız.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
kişileştirme sanatı vardır?
A) I. ve II.
B) I. ve IV.
C)III. ve IV
D) III. ve V
E) IV. ve V
                                                 (2006 - ÖSS)
Çözüm: Parçanın III. ve V. cümlelerinde kişileştirmeye
başvurulmuştur. Bu cümlelerde “kent” insana özgü
“yalnızlığa alışmak, mağrur bir sessizlik” ifadeleri insana
özgü niteliklerdir. Bu nitelikler kente verilmiş ve kent
kişileştirilmiştir.
                                                   Cevap D

Örnek:

(I) Onun şiirlerinde, masal, şiir, deyiş gibi halk edebiyatı
ürünlerinin etkisi görülür. (II) Halk diline yaklaşmaya
da özen gösteren bu sanatçının dizeleri toprak kokan
yağmur damlaları gibidir. (III) Satırların arasından
dökülür okuyucunun duygu dünyasına. (IV) Davetkârdır,
sizi kendi dünyasına yavaşça çekip alır. (V)
O sesi ne zaman duydunuz, eşiği ne zaman geçtiniz,
anlayamazsınız bile. (VI) Bu anlamda, resimleri de şiirleriyle
büyük benzerlik gösterir sanatçının.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinde
sanatlıca bir söyleyiş yoktur?
A) I. ve IV
B) I. ve VI.
C) II. ve V
D) III. ve IV
E) V ve VI.
                                                            (2010 - LYS)
Çözüm: II’deki “sanatçının dizeleri toprak kokan yağmur
damlaları gibidir” sözünde benzetme vardır. III’te
dizelerin yağmur damlaları gibi döküldüğü söynerek
yine benzetme yapılmıştır. IV’te dizelerin “davetkâr”
olduğu söylenerek insana ait bir nitelik başka bir varlığa
verilerek teşhis sanatı yapılmıştır. V’te “o ses”
denerek dizelerin kişileştirildiğini görüyoruz. I. ve VI.
cümlelerde ise sanatlı söyleyiş yoktur.
                                                            Cevap B

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder