Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

21 Mayıs 2017 Pazar

SÖZLÜ EDEBİYAT DÖNEMİ


SÖZLÜ EDEBİYAT DÖNEMİ

Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdeki edebiyattır. Bu dönemde, Türk toplumlarında ozan denen saz şairleri bulunurdu. Bunlar dinî törenlerde ve bütün sosyal etkinliklerde şiir söyler, destan okurlardı. Böylece dilden dile dolaşan bir şiir geleneği oluşmuş, tarih boyunca tüm kültür değişmelerine rağmen yok olmayan bu gelenek günümüze kadar kulaktan kulağa yayılarak varlığını sürdürmüştür. 
Sözlü edebiyatta şiir, en geniş yeri tutar, kopuz denilen bir çalgı eşliğinde söylenirdi. O dönemde şiir yazılmaz, söylenirdi. Şairlerin toplumda önemli rolleri vardır. Bilinen ilk Türk şairlerden bazıları: Çuçu, Arpın Çor Tigin, Kül Tarkan, Pratyaya Şiri…

Sözlü edebiyat dönemine ait bir şiir:

Kemi içre olturup
Ila suvin keçtimiz
Uygur taba başlanıp
Mınglak ilin açtımız

Günümüz Türkçesiyle
Gemi içerisinde oturarak
Ila suyunu geçtik
Uygurlara karşı durmakla
Mınglak ilini açtık

Sözlü dönem edebiyatının verimlerine geçmeden önce bu dönemin genel özelliklerini sıralayalım.

Sözlü edebiyatın genel özellikleri şunlardır:
  •  Bu dönemde ozan, baksı, kam denen kişilerce, müzik eşliğinde kopuz adı verilen sazla şiir söylenirdi.
  •  Bu dönemin asıl ürününü doğal destanlar dediğimiz tür oluşturur.
  •  Ölçü, millî ölçümüz olan “hece” ölçüsüdür ve bunların 7’li, 8’li ve 11’li olanları tercih edilmiştir.
  •  Nazım birimi “dörtlük”tür.
  •  Sığır (av törenleri), şölen (dini ayinler), yuğ (ölen kişinin ardından yapılan törenler) adı verilen toplantılarda oluşmuştur.
  •  Dildeki kelime sayısı sınırlı kalmıştır. Yabancı dillerin etkisi yoktur, saf bir Türkçedir.
  •  Dizelerde genel olarak yarım uyak ve redif kullanılmıştır.
  •  Daha çok doğa, aşk, kahramanlık, yiğitlik ve ölüm konuları işlenmiştir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder