Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

9 Şubat 2017 Perşembe

Teşbih (Benzetme)


TEŞBİH (BENZETME)

Aralarında ortak yön bulunan iki şeyden zayıfın kuvvetliye benzetilmesine teşbih denir. Benzetmede dört unsur vardır:

  • Benzeyen (zayıf unsur)
  • Kendisine benzetilen (kuvvetli unsur)
  • Benzetme yönü (iki varlık arasındaki ortak yön)
  • Benzetme edatı (gibi, kadar, sanki, misal, tıpkı, benzer, andırır, âdeta …)

Tam bir benzetmede bu dört unsur bulunur. Bu dört unsurun da bulunduğu benzetmelere ayrıntılı (mufassal) benzetme denir.

“Dalgalardan gemimiz martı gibi oynaktır şimdi.”
dizesinde benzetmenin dört unsurunu da görüyoruz:

  1. Benzeyen: gemi
  2. Kendisine benzetilen: martı
  3. Benzetme yönü: oynak olması (dalgaların etkisi ile hareketli olması)
  4. Benzetme edatı: gibi

“Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgarın önüne atılmışam ben”
Bu dizelerde de tam bir benzetme söz konusudur.

  1. Benzeyen: ben
  2. Kendisine benzetilen: kuru yaprak
  3. Benzetme yönü: rüzgârın önüne atılmak
  4. Benzetme edatı: misali

Bazen teşbihin ögelerinden benzetme yönü söylenmez. Bu tür benzetmelere kısaltılmış (muhtasar) benzetme denir.

“Kardeşi tıpkı tilkidir, ondan kendini sakın.”
cümlesinde kısaltılmış benzetme vardır. Bu cümlede benzetme yönü söylenmemiştir.

  1. Benzeyen: kardeşi
  2. Kendisine benzetilen: tilki
  3. Benzetme yönü: (yok)
  4. Benzetme edatı: tıpkı


Benzetme ögelerinden sadece benzeyen ve kendisine benzetilenin kullanılması ile yapılan benzetmelere teşbih-i beliğ (güzel benzetme) denir.

“Nedendir de kömür gözlüm nedendir
Şu geceki benim uyumadığım
Çetin derler ayrılığın derdini
Ayrılık derdine doyamadığım”
Bu dörtlükte “kömür gözlüm” sözleriyle teşbih-i beliğ yapılmıştır. Gözler renk bakımından kömüre benzetilmiş; ama benzetme yönü ile benzetme edatı, söylenmemiştir.

  1. Benzeyen: göz
  2. Kendisine benzetilen: kömür
  3. Benzetme yönü: (yok)
  4. Benzetme edatı: (yok)

“Yüce dağ başında olur sayrılık
Sen düşürdün gül benzime sarılık”
Bu dizelerde “beniz”, “gül” e benzetilerek teşbih-i beliğ yapılmıştır.

“Mehtap kemer taze belinde
Üstünde sema gizli bir örtü
Yıldızlar onun güldür elinde”
Bu dizelerde ise “mehtap”, “kemer”e; “sema”, “örtü”ye; “yıldızlar” ise “gül”e benzetilerek teşbih-i beliğ yapılmıştır.

“Geçen her saat, her geçen saniye
Göl altın güğümdür coşan maviye"
dizelerinde göl “altın güğüme” benzetilerek teşbih yapılmıştır.

Örnek:

“Sakin ve rüzgârsız havalarda, bacalar üzerinden bir
türlü savrulup dağılmayan dumanlar birbiri üzerine nasıl
birikirse, bu sesler de öylece göğün boşluğunda
toplanıyor, kolay kolay dağılmıyordu.”

Bu cümlede birbirine benzetilen iki şey aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Hava - Rüzgâr
B) Rüzgâr - Duman
C) Hava - Ses
D) Duman - Gök
E) Duman - Ses
                                            (1984 - ÖYS)
Çözüm: Parçada “sesler” bacalar üzerinde toplanıp
dağılması yönüyle “duman”lara benzetilmiştir.
Benzeyen: sesler
Kendisine benzetilen: duman
                                              Cevap E

Örnek:

Aşağıdaki dizelerin hangisinde dört ögesi de bulunan
bir “teşbih” vardır?

A) Her hatıra bir damla yaş oldukça gözümde
B) Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi
C) Canlandı hayalimde o mazideki yazlar
D) Her gölge bir insan kadar inceydi, derindi
E) Ben böyle değildim, bu deniz böyle değildi
                                                       (1995 - ÖYS)
Çözüm: Teşbihin dört ögesi “benzeyen, kendisine
benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı”dır. Bu
dört ögenin da bulunduğu benzetme D seçeneğinde
verilmiştir:
Her gölge bir insan kadar inceydi, derindi.
benzeyen k. benzetilen b. yönü b. edatı
                                                         Cevap D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder