Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

19 Nisan 2017 Çarşamba

Şeyhî (1371 - 1431)



Şeyhî (1371 - 1431)

15. asrın ilk yarısının en büyük divan şâirîdir. 1373- 1376 yılları arasında doğmuştur. Eğitimine memleketinde başlayan Şeyhî, şair Ahmedî’den ve başka âlimlerden ders okuduktan sonra, tahsilini ilerletmek için İran’a gitmiş, tasavvuf ve tıpta derinleşmiş, göz hekimliğinde uzman olmuştur. Memleketine döndükten sonra, bir eczane açarak hekimlik yapmış ve Hekîm Sinan olarak şöhret kazanmıştır. Şeyhî hekimlikle uğraşırken, bir yandan da Germiyanoğluna kasîdeler yazmıştır. Şeyhî’nin Yıldırım Bâyezid’in oğlu Emir Süleyman ile de münasebeti olmuştur. Osmanlı sarayı ile asıl teması Çelebi Mehmet zamanındadır. Çelebi Sultan Mehmet’i Karaman seferi sırasında 1415’te Ankara’da tedavi eden Şeyhî, hükümdarın özel doktorluğuna alınmıştır. Bir müddet sonra tekrar memleketine dönen şair, II. Murat sultan olunca, onun adına Husrev ü Şirin’i yazmaya başlamış ve onunla dostluğu olmuştur.
Hayatının son yıllarını memleketinde geçirmiş olduğu sanılan Şeyhî, 1431 yılı civarında vefat etmiştir.
Şeyhî’nin eserleri Divan, Harnâme ve Husrev ü Şirin’dir. Tıbba dair manzum bir risalesiyle Ney-nâme adlı ufak bir mesnevisi ve Hâb-nâme adını taşıyan Attar’dan çevrilmiş bir mesnevisinin daha bulunduğu zannedilmektedir.
Türk mizah ve hiciv edebiyatının şaheserlerinden olan Harnâme, ince alay ve nükteleri ihtiva eden 126 beyitlik bir mesnevidir.
Çelebi Mehmet’e takdim edilen bu küçük mesnevinin telifine, şairin padişahı tedavi etmesinin mükâfatı olarak aldığı Tokuzlu adlı köye giderken, tımarın eski sahipleri tarafından saldırıya uğraması vesile olmuştur.


Şeyhî’nin her bakımdan en büyük eseri Husrev ü Şirin mesnevisidir. Dil bakımından da başarılı bir eser olan Husrev ü Şirin’de, daha sonra kullanılmayan birçok Türkçe kelime vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder