Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

19 Nisan 2017 Çarşamba

Âşık Paşa (1272 - 1333)



Âşık Paşa (1272 - 1333) 

Âşık Paşa, Türk dilinin gelişmesi ve yayılmasında büyük hizmetleri bulunan, bu uğurda kalıcı eserler yazan ilk Türkçeci şairlerimizdendir. 1272 yılında Kırşehir’de doğmuştur. Asıl ismi Alâeddin Ali’dir. Baş ağa, yani ailenin en büyük kardeşi olarak tanınmıştır. Baş Ağa adı zamanla Beşe, sonra da Paşa olarak söylenmiş, şiirlerinde (Âşık) mahlasını kullandığı için de, asıl adı unutularak (Âşık Paşa) adı, her tarafta ün yapmıştır.
Âşık Paşa, din ve tasavvuf bilgilerini Kırşehir’li Şeyh Süleyman’dan öğrenmiştir. Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında babası ile birlikte Osman Gazi’nin yanında hizmet görmüştür. Sultan Orhan’ın Osmanlı Beyliği’nin başına geçtiği yıllarda, Kırşehir’e gelerek baba ocağına yerleşmiştir. Âşık Paşa, Kırşehir’de, Ahilik örgütünün büyük bir saygıyla bağlandığı “Mürşid”i olmuş, çevresinde toplanan Oğuz boylarına, dostluk ve kardeşlik ilkelerini aşılamış, onlara Türkçe seslenmiş, eserlerini Türkçe ile yazmıştır. Âşık Paşa, çevresinde yalnız Türkçe ile konuşup eserlerini Türkçe yazmamış, aynı zamanda, o güne dek moda olan Arapça ve Farsça’ya karşı Türk dilinin güçlü bir savunucusu olmuştur.
Âşık Paşa’nın en tanınmış eseri, 12.000 beyitlik Türkçe Garibnâme’sidir. Mesnevi biçiminde yazılan bu eser, on bölüm içinde, dinî ve tasavvufi öğütler veren bir ahlak kitabıdır. Yıllar sonra, Mevlid sahibi Süleyman Çelebi, Garibnâme’yi görecek ve bu eserden etkilenecektir.
Garibnâme adlı eserinde devrin aydınlarından, Türk diline gereken önemi vermemelerinden dolayı sitem dolu ifadelerle bahseder. Âşık Paşa, Türklük bilincine varmış, Türkçe şiirlerinde Türkün Tanrı ve yurt sevgisini, barışçı dünya görüşünü, dostluk ve kardeşliği, tasavvufi bir anlatımla dile getirmiştir.


Âşık Paşa’nın Aruz ve hece ölçüsüyle yazılmış şiirleri, gazelleri, ilahileri de olan Âşık Paşa, 3 Kasım 1333 tarihinde, Kırşehir’de hayata gözlerini kapamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder