Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

14 Ağustos 2017 Pazartesi

Gazete Çevresinde Gelişen Metin Türleri: Eleştiri (Tenkit)


ELEŞTİRİ (TENKİT)

Şiir, tiyatro, hikâye, roman, resim, heykel, film gibi bir sanat veya düşünce eserinin, zayıf ve güçlü yönleri göz önünde bulundurularak gerçek değerini belirleme amacıyla yapılan inceleme sonucunun anlatıldığı yazı türüne “eleştiri (tenkit)” denir. Bir kimsenin kendi eleştirisini yazarken ortaya koyduğu esere “otokritik” veya “özeleştiri” denir.
Eleştirinin amacı, iyi ve güzel olan sanat yapıtının değerini ortaya çıkarmak, sanatı iyi ve güzel olmayandan kurtarmak, kalıcı bir niteliğe kavuşturmaktır. Sanatçıyı daha güzel, daha güçlü, daha olgun, daha başarılı eserler yaratmaya teşvik etmektir. Okura, izleyiciye ve sanatçıya kılavuzluk yapmaktır.
Eleştirmen, hangi sanat eserini eleştirecekse o sanat dalının gerektirdiği birikime sahip olmalıdır. Bu yüzden, eleştiri yazmak kolay bir iş değildir. Eleştirmen; bir eseri veya kişiyi şekil, ruh, konu ve anlatım bakımından inceler. Eleştirmen, eser hakkında okuyucuyu her yönden bilgilendirir. Hem okura hem de eserin yazarına kendini geliştirmesi için yol gösterir.
Eleştirilen sanat eserinin kimin tarafından, hangi zaman ve çevrede, hangi şartlar altında yazıldığı dikkate alınır; yerli ve yabancı benzerleriyle karşılaştırması yapılır. Eleştirilen bir sanat eseri konusu, dili, üslubu, tekniği, kahramanları, gözlem ve betimlemeleri bakımından değerlendirilir. Eleştirilen eserin sanatçısının orijinal görüş ve duyuşları saptanır. Eserin sanat dünyasına ne gibi bir katkı yaptığı ortaya konur. Bir sanatçı eleştiriliyorsa onun hataları, orijinal yanları belirtilir, sanatını geliştirmesi için yapması gerekenler açıklanır.
Eleştiriye konu olan eser, yalın bir dille tanıtılır. Eleştirmen, eserin gerçek değerini, güçlü ve zayıf yönlerini, özünü ve önemini belirtir; yeni eserler için sanatçılara kılavuzluk eder. Bir şiirin eleştirisini yapan kişi şair olmayabilir ama bu türün bütün özelliklerini çok iyi bilmeli, başka örneklerle karşılaştırarak şiirin gerçek değerini taraf tutmadan belirleyebilmelidir.

Eleştiri Türleri

a. İzlenimsel (empresyonist) eleştiri: Edebî eserlerin okuyucu üzerinde bıraktığı etkilerden, izlenimlerden yola çıkılarak yapılan eleştirilere “izlenimci eleştiri” denir. İlkelerini ünlü Fransız edebiyatçı Anatole France (Anatol Frans)’ın belirlediği ve eleştirmenin bir eseri kendi zevk, algılama, değer ölçülerine göre incelediği eleştiri türüdür. Bu tür eleştirilerde öznel, kişisel yargılar ağırlıktadır. Bu nedenle günümüzde izlenimsel eleştiri edebiyat dünyasından pek rağbet görmez.

b. Nesnel (bilimsel) eleştiri: Edebî eserlerin içerik, yapı ve üslûpları üzerinde tarafsız olarak yapılan eleştirilere de “bilimsel eleştiri” denir. Bu eleştiri türünde, her eserin değerlendirilmesinde kullanılabilecek ölçütler vardır. Eleştirmen, kişisel yargılara varmaktan kaçınmaya çalışır. Bilimsel araştırmalardan yararlanarak, eseri tarafsız bir gözle değerlendirir. Eseri, ister beğensin ister beğenmesin, kendi duygularını işin içine katmadan, eserin sanat değerini ortaya koymaya çalışır.

Dünya Edebiyatında Eleştiri

Eleştiri uzun zaman, “kusur bulmak” gibi algılanmıştır. Eleştiriyi kişiden kişiye değişen bir zevkin sonucu olmaktan kurtarmak, onu belli prensiplere göre değerlendirmek gerektiği fikri 19. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. Özellikle edebiyat akımları döneminde eleştiri, bir tür olarak karekteristik niteliklerini kazanmıştır. Eleştiri türü Avrupa’da Boielau, Sainte Beuve, Hippolyte Taine, Brunetiere, Jules Lamaitre, Anatole France, Remy de Gourmont, Gustave Lanson, Lessing, Hazlitt, Carlyle, Ruskun ve Belinski gibi sanatçılarla temsil edilmiştir.

Türk Edebiyatında Eleştiri

Eleştiri türü Türk edebiyatına makale, fıkra, deneme ve sohbet gibi Batı’dan Tanzimat Döneminde geçmiştir. İlk başlarda dil ile ilgili eleştiriler yazılmıştır. Sonra özellikle Namık Kemal ve Recaizâde Mahmut Ekrem, eleştiri türünün sınırlarını genişletmiştir. Servet-i Fünun edebiyatı döneminde ise Batı tarzında eleştiriler kaleme alınmıştır. Türk edebiyatında ise eleştiri türünde eserleriyle Hüseyin Cahit, Cenap Şehabettin, Ali Canip, Yakup Kadri, Nurullah Ataç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, Mehmet Murat, Vedat Günyol, Tahir Alangu, Asım Bezirci, Rauf Mutluay, Metin And, Özdemir Nutku öne çıkan isimlerdir.

İkinci Dünya Savaşı’nın başında, Nazilerden kaçan Remarque, aslında ikinci sınıf duyguları gıcıklamasını seven ve savaşların kötülüğüne romantik açıdan bakan, zaman zaman okuyucuları gözyaşları ile ıslatan bir roman yazarıdır. Yazarın, önce roman biçiminde yazıp sonradan dramatize ettiği Son Durak, İkinci Dünya Savaşı’nın dolayısıyla Nazi İmparatorluğu’nun sonunu gösteren ve bu son içinde bireylerin durumunu ele alan bir oyun. Bu oyunun en başarılı yanı, dramatik havayı baştan sona sağlaması ve oyunculara büyük imkânlar vermesi. Remarque’nin böyle bir konuyu ele alması saygıya değer; ancak böylesine önemli ve evrensel bir temayı, işin derinine inmeden, yalnızca konunun dramatik ve acıklı yanlarından yararlanarak işlemesi de yazarın boşluk getiren yanı.

Eleştirinin Diğer Türlerden Farkı 
Eleştiri, yaratıcı sanatların arasında değildir. Eleştiri, edebî esere veya başka sanatlara bağlı bir türdür. Eleştirinin varlığı, kendisi dışında bir sanatı gerektirir. Edebî eserin konusu bütün maddi ve manevi varlığı ile yazar, çevresi ve kâinattır. Eleştirinin konusu ise sanat eseridir, bir başkasının yazdıklarıdır. Yani eleştiri, bir dil yapıtı üzerine ikinci bir dil varlığıdır. Eleştiri, doğrudan kaleme alınmaz. Eleştirinin yazılabilmesi için eleştirilecek kişi veya eser olmalıdır ortada.

Örnek:

Bu, son bir yıl içinde okuduğum romanlar arasında etkisinden
uzun süre kurtulamadığım bir çeviri roman.
Yazar, bu romanında öncekilerden farklı bir yol izlemiş.
Bir kahramanın çevresinde gelişen bir öykü kurgulamış.
Abartıyla yalınlığı, komediyle trajedinin özelliklerini
bir arada kullanmış. Bir yıl gibi bir zaman dilimini çok
az geri dönüşlerle anlatmış. Haftalarca “çok satanlar”
listesinde yer alan bu çeviri yapıt, Türk okurundan gördüğü
ilgiyi Fransız ve İngiliz okurlardan görmemiş. Bu
durum, çevirmenin başarısı olarak değerlendirilebilir.

Bu parçada aşağıdaki yazı türlerinden hangisine
ait özellikler ağır basmaktadır?

A) Makale
B) Deneme
C) Eleştiri
D) Fıkra
E) Günlük
                                                                (2006 - ÖSS)

Çözüm: Parçada yazar, okuduğu çeviri bir romanla ilgili
değerlendirmelerde bulunuyor. Herhangi bir eserin
iyi ve kötü yönleriyle değerlendirildiği yazı türüne
“eleştiri” denir.
                                                                   Cevap C

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder