Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

18 Nisan 2017 Salı

Divan Edebiyatının Tarihsel Gelişimi


Divan Edebiyatının Tarihsel Gelişimi

Divan edebiyatının ilk örnekleri 13. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu edebiyatın ilk ürünlerini veren Hoca Dehhani’dir. Horasan’dan gelip Konya’ya yerleşen Dehhani, özellikle İranlı şair Firdevsi’nin etkisinde şiirler kaleme almıştır.
14. yüzyılda, Konya, Kırşehir, Niğde, Kastamonu, Sinop, Sivas, İznik, Bursa gibi kültür merkezlerinde şairler ve yazarlar divan edebiyatı’nın çağdaş örneklerini vermişlerdir. Bu dönem eserlerin çoğunluğunu; kahramanlık hikâyeleri, öğretici, eğitici ve dini yapıtlar oluşturmaktadır. Bu dönemde, İran Edebiyatı’nda işlenen konular, Türk edebiyatına girmeye başlamıştır. Mesud bin Ahmed ile yeğeni İzzeddin’in 1350’de yazdığı “Süheyl ü Nevbahar”, Şeyhoğlu Mustafa’nın 1387’de yazdığı “Hurşidname”, Süleyman Çelebi’nin (1351-1422) “Vesiletü’n-Necât” başlığını taşımakla birlikte Mevlid adıyla bilinen ünlü yapıtı, İran edebiyatının etkisiyle yazılmıştır. Bu sebeple İran ile ilişki içinde olmuştur.
Divan edebiyatı, özellikle şiir alanında en parlak dönemini 16. yüzyılda yaşamıştır. Bu dönemde, Bâkî ve Fuzûlî, divan şiirinin en iyi örneklerini vermiştir.
17. yüzyıla girildiğinde, divan edebiyatı’nın ulaştığı düzey, İran edebiyatınınkinden geri değildir. Divan şairleri, şiirlerinde fahriye denen ve kendilerini övdükleri bölümlerde, şiir ustalığının doruğuna çıkmışlardır. Öğretici şiirleriyle tanınan Nabi ve bir yergi ustası olan Nef’i bu yüzyılın ünlü divan şairleridir. Divan edebiyatı, en özgün şairlerinden olan Nedim’in ve Şeyh Galip’in ardından, 18. yüzyılda bir duraklama dönemine girmiştir. Daha sonraki şairler, özellikle bu iki şairi taklit etmiş ve özgün yapıtlar ortaya koyamamışlardır.
19. yüzyılda, divan edebiyatı artık gözden düşmüş ve eleştiri konusu olmuştur. Bu türü ilk eleştiren sanatçı, Namık Kemal’dir. Tanzimat’la birlikte, Türk edebiyatında Batı etkisinde yeni biçimler, konular denenmeye başlanmıştır. Böylece, divan edebiyatı önemini yitirmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder