Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

13 Ocak 2017 Cuma

Manzume ve Şiir


 MANZUME VE ŞİİR

Belli bir ölçüye ve kafiye düzenine bağlı mısralarla oluşturulan anlatım şekline “nazım” denir. Nazımla yazılmış eserlere “manzum eser” denir. Alt alta sıralanmış mısralardan oluşan, her mısrası büyük harfle başlayan, sanatsal bir değer taşıma zorunluluğu olmayan, ölçülü ve kafiyeli metinlere ise “manzume” denir.
Manzumelerde bir olay anlatıldığında öyküye özgü kişi, olay, olay örgüsü, yer ve zaman unsurları bulunur. Şiir ise zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimidir. Manzume tek anlamlıyken şiir çok anlamlıdır, yoruma açıktır. Manzumelerde bir şey anlatma; şiirde estetik duygu uyandırma amaçlanır. Şiirde manzumeye göre bireysellik, duygu ve çağrışım daha yoğundur. Şiir düzyazıya aktarıldığında orijinalliğini yitirir. Bir söz grubunun şiir sayılması için özgün imgelere sahip olması, şiirsel bir anlatımının olması, çağrışım gücü yüksek sözcüklerle yazılması, güzel sanat eseri sayılma özelliklerini üzerinde taşıması gerekir.

– Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder,
Bugün açız yine; lâkin yarın, ümid ederim,
Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader!

– Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim
Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;
Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta...
                                                            (Tevfik Fikret)

Bu dizelerde öyküleyici bir anlatım vardır. Diyaloglardan yararlanılmıştır. Tek anlamlı bir metindir bu. Bütün bu özellikler bu metnin bir manzume olduğunu gösterir.

Bağından her güzel bir gül seçerdi
Bundan mı sarardın soldun, ey gönül
Kadınlar geçerdi, kızlar geçerdi
Bir zaman aşk için yoldun, ey gönül
                                                     (Faruk Nafiz Çamlıbel)

Bu dizelerde ise imgesel bir anlatım vardır. Bireysel duygular dile getirilmiştir. Dil, sanatsal işlevde kullanılmıştır. Metin çok anlamlılığa açıktır. Bütün bunlar bu metnin bir şiir olduğunu gösterir.

Örnek:

Olmuyor neyleyim
Olmuyor velinimetim efendim
Olmuyor yirminci asırda
Tarz-ı kadîm üzre gazeller söylemek

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Eski edebî anlayışa karşı çıkan bir anlayış dile getirilmiştir.
B) Yabancı kökenli sözcükler kullanılmıştır.
C) Yinelemeye başvurulmuştur.
D) Farklı duygular uyandırma amacı güdülmüştür.
E) Devrik cümlelerin etkileyiciliğinden yararlanılmıştır.
                                                                         (2010 - LYS)
Çözüm: “Tarz-ı kadîm üzre gazeller söylemek” dizesinden
hareketle A; “Tarz-ı kadîm, velinimetim” sözlerinden
hareketle B; “olmuyor” sözcüğün üç kez tekrarlanmasından
hareketle C; “Olmuyor neyleyim / Olmuyor
velinimetim efendim / Olmuyor yirminci asırda” dizelerinden
hareketle E söylenebilir. Ancak dizelerle ilgili
olarak D’deki yargı söyelenemez.
                                                                               Cevap D

Örnek:

Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim,
İnan ki her ne demişsem, görüp de söylemişim
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Düz yazıya yaklaşan bir havası vardır.
B) Dilin alışılmış kalıpları yıkılmaya çalışılmıştır.
C) Somutlamaya başvurulmuştur.
D) Uyak ve yineleme, ahengi sağlayan ögelerdendir.
E) Gerçekçi sanat anlayışına bağlılığı yansıtır.
                                                                  (2009 - ÖSS)
Çözüm: Verilen dizeler, bir şiirden çok, iki kişinin konuşmasından
alınmış bir bölümü andırıyor. Halkın konuştuğu
dil, olduğu gibi şiire yansımış. Dolayısıyla bu
dizelerin A seçeneğinde söylendiği gibi düzyazıya
yaklaşan bir havası vardır. Şair “sözüm odun gibi olsun”
diyerek anlatmak istediğini somut bir varlığa benzeterek
anlatmış, yani somutlamaya başvurmuştur. O
hâlde C’deki yargı da söylenebilir. 1. ve 2. dizenin sonunda
“-iş”, 3. ve 4. dizenin sonundaki “-ek” sesleri
uyaktır. Dizelerde “benim” ve “olsun” sözcükleri yinelenmiştir.
Buradan da D’deki yargı söylenebilir. Şair,
her ne demişse görüp de söylediğini, hayal ile alışverişi
olmadığını yani gerçekleri anlattığını söylüyor. Bu
durumda E’deki yargı da söylenebilir. Bu dizelerde dilin
alışılmış kalıplarının yıkılmaya çalışıldığını gösteren
bir kullanım yoktur.
                                                                                   Cevap B

Örnek:

Gerin, bedenim, gerin;
Doğan güne karşı.
Duyur duyurabilirsen,
Elinin, kolunun gücünü,
Ele güne karşı.

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Serbest ölçüyle yazıldığı
B) Sıradan, günlük olaylara yer verildiği
C) Yalın bir anlatımının olduğu
D) İmgelere dayalı bir anlatım içerdiği
E) Konuşma dilinin söz değerleriyle oluşturulduğu
                                                            (2009 - ÖSS)
Çözüm: Bu dizelerle ilgili olarak; I. dize 7 heceden, II.
dize 6 heceden, III. dize 8 hecen, IV. dize 9 heceden,
V. dize de 6 hecen oluştuğu için bu şiirin serbest ölçüyle
yazıldığı (A); günlük yaşama ilişkin olaylara yer
verildiği (B); bilinmeyen kelimeler kullanılmadığı için
dizelerin yalın bir anlatımının olduğu (C); “ele güne
karşı” gibi sözlerden anlaşılacağı üzere dizlerin konuşma
dili yalınlığıyla yazıldığı (E); söylenebilir. Bu dizelerde
anlatım öylesine yalın ki imgeye, sembollere yer
verilmemiş. Dolayısıyla bu dizelerle ilgili olarak D’deki
yargı söylenemez.
                                                                      Cevap D


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder