Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

10 Şubat 2018 Cumartesi

Tanzimat Sanatçıları : RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847-1914)


RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847-1914)

Edebiyatımızın yenileşme ve gelişmesinde büyük emeği olan yazarlarımızdandır. Gençlere edebiyatı öğretme gayreti içinde olmuştur. Tanzimat ve Batı edebiyatı değerlerinin yayılmasına çalışır. Edebiyatımızdaki Batılılaşma hareketinin etkinleşmesinde önemli bir yeri olan Recaizade Mahmut Ekrem, Servet-i Fünun edebiyatının temellerinin atılmasına büyük katkı sağlamıştır.

Yeniliğin savunucusu olan sanatçı, eserlerini “sanat için sanat” anlayışıyla yazmıştır. “Zerratten şümûsa kadar her güzel şey şiirdir.” düşüncesiyle Türk şiirinin konusunu genişletmiştir. “Kelebek, ödünç alınmış kitap içinde bulunmuş çiçek, yaprak, yatağında kitap okuyan kadın, kuzu otlatan kız” gibi çok farklı konular onun şiirinde kendisine yer bulmuştur. Divan şiirinin temel ilkelerinden olan “Göz için kafiye” anlayışını terk ederek “kulak için kafiye” ilkesini benimsemiştir. Bu yüzden eski edebiyatı savunanlarla tartışmalara girmiştir. Özellikle Muallim Naci ile yaptığı kafiye tartışmasıyla ünlenmiştir.

Recaizade Ekrem’e göre şiirin tek amacı olan güzellik, tabiatta ve insanda gizlidir. Tabiat ve insan konulu şiirlerini duygu, hayal ve düşünce ekseninde ele almıştır. Şiirde doğal, düzgün ve külfetsiz bir dil kullanma amacındadır. Söyleyişte güzelliğe, inceliğe ve ahenge önem vermiştir. “Kafiye ve vezin”e önem vermiştir. Ancak şiiri güzelleştirmekte kafiyenin, vezinden daha ön planda olduğuna inanmıştır. O, “Şiirin, şairin istediği zaman değil, ancak ilham perisinin geldiği zaman doğacağına” inanmıştır.

Şiirlerinde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullanmıştır. Bu klasik biçimler üzerinde zaman zaman değişiklikler yapmıştır. Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Bir ara heceyi de denemiştir. Oğlu Nejat’ın ölümü onu derinden sarsmıştır. Bu yüzden şiirlerinde elem ve hüzün ağır basmaktadır.

Divan edebiyatının etkisinin görüldüğü dilinde halk edebiyatının ve Fransız edebiyatının izlerini görmek de mümkündür.

Güçlü bir edebiyat eleştirmeni olan sanatçının şiirleri, çok da başarılı değildir. Şiirleri nazım tekniği yönünden kusurlar içerir. Şiirlerinde vezin ve kafiye gereği yazılmış, sanat zevkinden yoksun dizeler vardır.

Recaizade Mahmut Ekrem, Fransız edebiyatının romantik şairlerinden şiir çevirileri de yapmıştır. Şiirin dışında roman, hikâye, tiyatro, eleştiri, hatıra, inceleme, çeviri türlerinde eserler de vermiştir. Nesirlerinin dili, şiirlerinde kullandığı dilden daha başarılıdır.

Eserleri:

Roman:
Araba Sevdası

Hikâye:
Muhsin Bey, Şemsa

Tiyatro:
Afife Anjelik, Çok Bilen Çok Yanılır, Vuslat, Atala

Şiir:
Nağme-i Seher, Yadigâr-ı Şebâb, Pejmürde, Zemzeme

Eleştiri:
Takdir-i Elhan

Düzyazı:
Talim-i Edebiyat (Edebiyat Bilgileri)

Araba Sevdası
Türk edebiyatındaki ilk realist romandır. Mahmut Ekrem, bu romanında yanlış Batılılaşma anlayışını mizah ögeleriyle gözler önüne serer. Roman, Batılılaşmayı yanlış anlayan, kendi kültürüne yabancılaşmış bir genç olan Bihruz Bey’in yaşadıklarını anlatır. Babası ölünce Bihruz Bey ile annesine büyük bir miras kalır. Bihruz Bey, kendisine kalan paranın hiç bitmeyeceğini sanarak kendini eğlenceye kaptırır. Gösteriş olsun diye cebinde Fransızca dergiler taşır. Cümlelerinin arasına “bonjur, bonsuvar” gibi Fransızca kelimeler sıkıştırır. En büyük tutkusu faytonla gezmektir. Romanın kahramanı Bihruz Bey, hayali bir aşkı, Periveş Hanım’da somutlaştırmaya çalışır.

Zemzeme 


Eski edebiyat yanlısı Muallim Naci ile Recaizade Mahmut Ekrem’in tartışmaları ünlüdür. Mahmut Ekrem’in “Zemzeme”sine karşılık, Muallim Naci “Demdeme”yi yazmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder