Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

10 Şubat 2018 Cumartesi

Tanzimat Sanatçıları: NAMIK KEMAL (1840 - 1888)


NAMIK KEMAL (1840 - 1888) 

Türk edebiyatının büyük şairlerinden biridir. Türk milletine öz benliğini, millî ve manevi değerlerini, vatan topraklarını korumak şuuru kazandırmak için şiirler yazmıştır. Yazdığı bu şiirlerden dolayı “vatan şairi” olarak nitelenmiştir. “Vatan şairi” olarak bilinmesinde ondaki güçlü vatan sevgisi de etkili olmuştur. 

Namık Kemal, sanatı, halkı bilinçlendirip ona fayda sağlamak, düşüncelerini yaymak için bir araç olarak kullanır. Hemen her türde başarılı eserler verir. Siyasetle çok içli dışlı olduğundan bir dönem sürgün hayatı da yaşayan Namık Kemal’in eserlerinde “vatan sevgisi, hürriyet” önemli bir yer tutar. Şiirlerinde biçim bakımından eskiye bağlı kalsa da “vatan, millet, hürriyet, hak, adalet” gibi yeni kavramları ele alır. Söz oyunlarından, sanatsal ifadelerden arınmış bir şiir dili kullanır. Savunduğu düşünceyi, şiirlerinde açıkça ortaya koyar. Sanatçı, her an yeniliğin peşinde olur. 

Namık Kemal, yüzyıllar boyu süren insanın güçsüzlüğü fikrine karşı çıkar ve insanın bir kahraman olduğu görüşünü savunur. Düşüncelerini geniş halk kitlelerine yaymayı hedeflediğinden anlaşılır ve hitabete uygun bir nesir peşindedir. Türkçenin kurallarını eksiksiz düzenlemek, halkın kullandığı kelimeleri benimsemek, dili oluşturan ögelerin yazım ve anlam bakımından olgunluğa erişmesini sağlamak, dili sanatlı söyleyişin baskısından kurtarmak amacını taşır.

Kısacası halk dilini kullanmayı amaçlayan Namık Kemal, bunu büyük ölçüde gerçekleştirmiştir. Özellikle tiyatro eserlerinde günlük konuşma dilini kullanmıştır.

Namık Kemal, divan edebiyatına şiddetle karşı çıkmış, çoğu zaman bu edebiyatı ağır bir biçimde eleştirmiştir. Hatta kimi zaman divan edebiyatına karşı gerçek dışı suçlamalar yöneltmiştir. Aruz ölçüsüne karşı hece ölçüsünü savunmuş, kafiyeyi de gerekli görmemiştir. Ancak hece ölçüsüyle çok az şiir yazmıştır. Üstelik şiirlerinde güçlü bir kafiye düzeni olduğu görülmektedir. Namık Kemal’in tüm bunları divan edebiyatını eleştirmek, yeni edebiyatı yerleştirmeye ve etkinleştirmeye çalışmak için yaptığı söylenebilir.

Vatan şairi, şiirlerinde divan şiiri nazım biçimlerini kullanmasına karşın içerikte değişiklikler yapar. O, yeni konuları, yeni düşünceleri, gazel, kaside gibi eski nazım şekilleriyle yazdığı şiirlerinde ortaya koyar. Şairin, gazellerden oluşan bir Divan’ı vardır.

Namık Kemal’in nesri, şiirlerinden daha güçlüdür. Nesirlerinde sağlam bir dil kullanmıştır. Bilgiler, düşünceler içeren nesirleri, hareketli, heyecana getirici cümlelerle örülüdür. Cümlelerin mantık kurgusu son derece sağlamdır. Nesirlerinin en önemli özelliği, hitabet havası taşıması, bir topluluğa düşüncelerini sanki haykıracakmış gibi durmasıdır. Yer yer seciler kullandığı süslü dili, onun nesirlerinin okunmasını engellememiştir.

“İntibah” adlı romanı edebiyatımızda sanat değeri taşıyan ilk roman kabul edilir. Yine “Vatan yahut Silistre” adlı tiyatro eseri yazıldığı dönemde büyük yankılar uyandırmıştır. Özgürlüğü konu alan “Hürriyet Kasidesi” de oldukça ünlüdür.

Romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye’ye ilk getiren sanatçılardan biri olmuştur. Oyunlarını “Tiyatro, bir eğlencedir, fakat eğlencelerin en faydalısıdır.” düşüncesiyle yazmıştır. Oyunlarını yazmaktaki amacı eğlendirirken topluma faydalı olabilmektir.

Namık Kemal’in, gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yeri vardır. Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazıları yayınlanmıştır. Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularına dek çok çeşitli alanlarda beş yüze yakın makale yazmıştır.


Eserleri:

Roman:
İntibah, Cezmi

Tiyatro:
Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Gülnihal, Akif Bey,
Celaleddin Harzemşah, Kara Bela

Eleştiri:
Tahrib-i Harâbât, Takip, Renan Müdafaanamesi, Mukaddeme- i Celal

Düzyazı:
Devr-i İstila, Barika-i Zafer, Evrak-ı Perişan, Kanije, Silistire
Muhasarası (Tarihi Eser)

İntibah 
Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de Türk romanında bir başlangıç sayılır İntibah. 
İyi yetiştirilmiş bir genç olan Ali Bey, İstanbul’da Çamlıca’da Mahpeyker adlı kötü bir kadına tutulur. Annesi, Ali Bey’i bu kadından ayırmak için evine Dilaşup adlı cariyeyi alır. Terk edildiğini anlayan Mahpeyker, Ali Bey’den öç almak ister. Mahpeyker, Dilaşup’a iftira ederek Ali Bey’i öldürtmek ister. Dilaşup, Ali Bey’i ölümden kurtarır, ama kendisi ölür. Ali Bey de Mahpeyker’i öldürür ve hapse atılır. Ali Bey daha sonra hapisteyken ölür.

Cezmi 
Türk Edebiyatının ilk ve en önemli tarihi romanlarından biri olan Cezmi, aşk ve kahramanlığın, esaret ve zaferin iç içe yaşandığı güçlü bir Namık Kemal romanıdır. II. Selim zamanında Türk-İran seferlerine katılan Cezmi, bilge, şair, savaşçı bir kahramandır. İstanbul’da başlayan olaylar Kırım topraklarına kadar uzanır. Kırım Hanları Adil ve Gazi Giray’ın İran sarayına esir düşmelerinin ardından Cezmi’yi büyük görevler beklemektedir.

Vatan yahut Silistre 
Edebiyatımızda sahnelenen ilk tiyatro eseridir. Toplumumuzun bozulan moralini düzeltmek amacıyla yazılır. 
Silistre bugünkü Bulgaristan’da Tuna ırmağının kıyısında, bir kenttir. 1388 yılında Türkler tarafından fethedilen Silistre, 1853-1856 Kırım Savaşı sırasında çok kalabalık bir Rus ordusu tarafından kuşatılmış, Musa Hulusi Paşa kumandanlığındaki Türk kuvvetleri kırk gün boyunca, kaleyi kahramanca savunurlar. Kitapta, asıl verilmek istenen Vatan Sevgisi’dir. Bunun yanında, Silistre Kalesi’ne yardıma koşan gönüllüler ve bunlardan İslam Bey ile Zekiye’nin aşkı da anlatılmaktadır.

Tahrib-i Harâbât 
Namık Kemal, bu eserini Ziya Paşa’nın yazmış olduğu “Harabat” adlı eserine karşı yazar. Amacı Ziya Paşa’nın çelişkili düşüncelerini eleştirmektir. Namık Kemal, Ziya Paşa’ya yönelik eleştirilerini “Takip” adlı eseriyle sürdürür.

Örnek 1:

Namık Kemal ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi
yanlıştır?

A) Edebiyatı, düşüncelerini halka yaymak, bu yolla toplumu geliştirmek için bir araç olarak kullanmıştır.
B) Eski edebiyata karşı olduğu hâlde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı şiirlerinin çoğunda, biçim ve dil bakımından eskiye bağlı kalmıştır.
C) Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden manzum çeviriler yapmıştır.
D) Edebiyattaki yerini, nesir alanında özellikle makale, piyes, roman, eleştiri, tarih türünde yazdığı eserler belirlemiştir. 
E) Yazıda konuşma dilinin kullanılmasından yana olmuş ve özellikle tiyatrolarını oldukça sade bir dille yazmıştır.

                                                                     (1990 - ÖYS)

Çözüm: Seçenekleri inceleyelim; Namık Kemal, edebiyatı
düşüncelerini halka yaymada bir araç olarak kullanmıştır.
Yeni düşünce ve kavramları, eski nazım biçimleriyle
dile getirmiştir. Makale, piyes, roman, eleştiri gibi türlerde
eserler kaleme almıştır. Konuşma dilini kullanmaktan
yana olmuş ve daha çok, tiyatrolarında sade bir anlatım
kullanmıştır. Buna göre A, B, D ve E’de belirtilen bilgiler
doğrudur. Ancak C’de verilen Fransız şairlerden şiir
çevirileri yaptığı bilgisi yanlıştır. Çünkü Namık Kemal
Fransız şairlerinden şiir çevirisi yapmamıştır.

                                                                          Cevap C

Örnek 2:



Ziya Paşa’ya karşı bir kırgınlığı vardı; biraz da bu kırgınlığın
etkisiyle olacak Harabat’ın çıkışını iyi karşılamadı.
Birinci cildi için Tahrib-i Harabat’ı, ikincisi için de
Takip’i yazdı.

Bu paragrafta kendisinden söz edilen kişi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Namık Kemal 
B) Abdülhak Hâmit
C) Ahmet Mithat Efendi 
D) Ahmet Vefik Paşa
E) Şinasi

                                                                (1986 - ÖYS)

Çözüm: Ziya Paşa ile kırgınlığı olan ve onun yazmış
olduğu Harabat’a karşılık, Tahrib-i Harabat’ı ve sonrasında
Takip’i yazan sanatçı Namık Kemal’dir.

                                                                  Cevap A

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder