Öğrenci Topluluğu ve Ders Notları

Öğrenciler Platformu

REKLAM ALANI

19 Nisan 2017 Çarşamba

Mevlâna Celâleddîni Rûmi (1207 - 1273)



Mevlâna Celâleddîni Rûmi (1207 - 1273)

Mevlâna, 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan’ın Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna’nın babası Belh şehrinden gelip Karaman’da Subaşı Emir Mûsâ’nın yaptırdığı medreseye yerleşmişlerdir. Bu yıllarda Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkârlarla dolup taşar.
Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşamaktadır ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd’dır. Alâeddin Keykubâd Sultânü’l-Ulemâ Bahaeddin Veled’i Karaman’dan Konya’ya davet ederek Konya’ya yerleşmesini ister. Bahaeddin Veled, Sultanın davetini kabul edip Konya’ya 3 Mayıs 1228 tarihinde ailesi ve dostları ile gelir. Babası ölünce talebeleri Mevlâna’yı babasının tek varisi olarak görürler.
Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesinde vaazlar vermektedir. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşmaktadır.
Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaşır. Ancak beraberlikleri uzun sürmez. Şems aniden ölünce Mevlâna, uzun yıllar inzivaya çekilir. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî’nin yerini doldurmaya çalışır.
Hayatını “Hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk’ ın rahmetine kavuşmuştur.

Eserleri:

Mesnevi
Mevlâna, Mesnevi’yi Hüsameddin Çelebi’nin isteği üzerine yazmıştır. Kâtibi Hüsameddin Çelebi’nin söylediğine göre, Mevlâna, Mesnevi beyitlerini Meram’da gezerken, otururken, yürürken, hatta semâ ederken söylemiş, Çelebi Hüsameddin de yazmıştır.
Mesnevi’nin dili Farsça’dır. Elde bulunan en eski Mesnevi nüshasına göre beyit sayısı 25618’dir. Mevlâna 6 ciltlik Mesnevi’sinde tasavvufi düşüncelerini, birbirine ulanmış hikâyeler hâlinde anlatmaktadır.

Divan-ı Kebir 
Mevlâna’nın çeşitli konularda söylediği şiirlerinin tamamı bu divandadır. Divân-ı Kebir’in dili Farsça olmakla beraber, içinde Arapça, Türkçe ve Rumca şiire de yer verilmiştir.
Divân-ı Kebir 21 küçük divân (Bahir) ile rubai divânının bir araya getirilmesi ile oluşmuştur. Divân-ı Kebir’in beyit sayısı 40.000’i aşmaktadır.
Mevlâna Divan-ı Kebir’deki bazı şiirlerini Şems Mahlası ile yazdığı için bu divâna Divân-ı Şems de denmektedir. Divanda yer alan şiirler vezin ve kafiyeler göz önüne alınarak düzenlenmiştir.

Mektûbât 
Mevlâna’nın başta Selçuklu hükümdarlarına ve devrin ileri gelenlerine nasihat için, kendisinden sorulan ve çözümü istenilen dinî ve ilmî konularda açıklayıcı bilgiler vermek için yazdığı 147 adet mektuptur.
Mevlâna bu mektuplarında, edebî mektup yazma kaidelerine uymamış, aynen konuştuğu gibi yazmıştır. Mektuplarında “kulunuz, bendeniz” gibi kelimelere hiç yer vermemiştir.
Hitaplarında mevki ve memuriyet adları müstesna, mektup yazdığı kişinin aklına, inancına ve yaptığı iyi işlere göre kendisine hangi hitap tarzı yakışıyorsa, onu kullanmıştır.

Fîhi Mâ Fih 
Fîhi Mâ Fih “Ne varsa içindedir” manasına gelmektedir. Bu eser Mevlâna’nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetleri içermektedir. Bunların, oğlu Sultan Veled tarafından bir kitapta toplandığı sanılmaktadır. Eser 61 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden bir kısmı, Selçuklu Veziri Süleyman Pervane’ye hitaben kaleme alınmıştır.
Eserde bazı siyasi olaylara da değinilmiştir. Bu nedenle bu eser tarihî açıdan da büyük bir önem taşımaktadır.
Eserde cennet ve cehennem, dünya ve ahiret mürşit ve mürit, aşk ve sema gibi konular işlenmiştir.

Mecâlis-i Seb’a (Yedi Meclis)


Mecâlis-i Seb’a Mevlâna’nın yedi meclisinin, yedi vaazının toplanmasından meydana gelmiştir. Mevlâna’nın vaazları, Çelebi Hüsameddin veya oğlu Sultan Veled tarafından not edilmiş ancak özüne dokunulmamak kaydı ile bunlara bazı ilaveler yapılmıştır. Eserin düzenlenmesi yapıldıktan sonra, Mevlâna’nın tashihinden geçmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder